İnönü Üniversitesi Alevilik Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Dönmez: “46 Öğrencimiz Lisansüstü Eğitimine Devam Etmektedir”
Malatya İnönü Üniversitesi Alevilik Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mehmet Dönmez, ” Türkiye’de ‘Alevilik’ ismi ilk defa resmi devlet …
Malatya İnönü Üniversitesi Alevilik Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mehmet Dönmez, ” Türkiye‘de ‘Alevilik’ ismi ilk defa resmi devlet tarafından telaffuz edilerek kurulmuş ilk enstitüsü olma özelliğini taşıyoruz. Türkiye genelinde 20’ye yakın üniversitelerde Alevilikle ilgili araştırma ve uygulama merkezleri var ama ‘Alevilik’ ismiyle ilk defa kurulan enstitü, İnönü Üniversitesi Alevilik Araştırmaları Enstitüsü’dür. Enstitümüzde yüksek lisans ve doktora programımız var. Bu programlarımızda 46 öğrencimiz lisansüstü eğitimine devam etmektedir” dedi.
Malatya İnönü Üniversitesi Alevilik Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mehmet Dönmez, enstitünün 2018 yılında Cumhurbaşkanı’nın onayı ve Bakanlar Kurulu’nun kararıyla kurulduğunu anımsatarak, kuruldukları günden buyana bilimsel faaliyetlere devam ettiklerini söyledi. Enstitünün ilk müdürlüğünü İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay’ın yaptığını, o dönemde kendisinin müdür yardımcısı olduğunu anımsatan Dönmez, 2018 yılından itibaren enstitünün müdürü olarak görev yaptığını belirtti. Enstitüde şu anda yüksek lisans ve Türkiye’de ilk defa olmak üzere doktora programının olduğunu kaydeden Dönmez, şunları söyledi:
“Türkiye’de ilk defa ‘Alevilik’ ismi ilk defa resmi devlet tarafından telaffuz edilerek kurulmuş ilk enstitüsü olma özelliğini taşıyoruz. Ayı zamanda Nevşehir’de Hacı Bektaş Veli Üniversitesi’nde Hacı Bektaş Veli Araştırma ve Uygulama Enstitüsü var ama bu Alevilik ismiyle kurulmuş bir enstitü değil. Türkiye genelinde 20’ye yakın üniversitelerde Alevilikle ilgili araştırma ve uygulama merkezleri var ama ‘Alevilik’ ismiyle ilk defa kurulan enstitü, İnönü Üniversitesi Alevilik Araştırmaları Enstitüsü’dür. Enstitümüzde yüksek lisans ve doktora programımız var. Bu programlarımızda 46 öğrencimiz lisansüstü eğitimine devam etmektedir.”
“ALEVİLİKLE İLGİLİ TÜRKİYE’NİN GELİŞİMİNE KATKI SAĞLAMAK İSTİYORUZ”
Dönmez, enstitünün en önemli özelliğinin multidisipliner bir program olarak açılması olduğuna dikkat çekerek, “Enstitümüze yüksek lisans yapmak isteyenler; sosyal, fen, tıp ve mühendislik bilimlerinden müracaat edebilmektedir. Şartları tutan, kriterleri uyan, 4 yıllık fakülte mezunu olan bütün öğrencilerimize enstitümüzün kapısı sonuna kadar açıktır. Önemli olan Alevilik konusunu merak etmeleri, Alevilikle ilgili bilimsel çalışma yapabilmeleri ve en önemlisi de Alevilikle ilgili Türkiye’nin gelişimine katkı sağlayabilecek bütün öğrencilerimize enstitümüzün kapıları sonuna kadar açık” diye konuştu.
Enstitüde 12 akademisyenin üyesinin lisansüstü öğrencilere ders verdiğini ifade eden Dönmez, “Hocalarımızın büyük çoğunluğu İnönü Üniversitesi’nin dışından, online eğitim sistemiyle ders veriyor. Hocalarımızın hepsi Alevilik konusunda otorite ve ömürlerini Alevilikle ilgili bilimsel çalışmalara adamış olan akademisyenlerden oluşuyor. Hacı Bayram Veli, Hacı Bektaş Veli, Süleyman Demirel, 19 Mayıs Üniversitesi’nden akademisyenler enstitümüzde yüksek lisans ve doktora derslerine girmekteler ve öğrencilerin yetişmesine katkı sağlamaktalar” dedi.
“ALEVİLİĞİ İLGİLENDİREN KONULARDA BİLİMSEL ÇALIŞMALAR YAPIYORUZ”
Dönmez, enstitünün iki temel ayağının olduğuna değinerek, şunları anlattı:
“İlk temel ayağımız yüksek lisans ve doktora yaptırıp, Alevilikle ilgili bilim adamı yetiştirmek. Türkiye’de bu konuda bilimsel bir açlığın olduğunu söyleyebiliriz. Enstitü olarak bilim adamı yetiştirerek bu açığı kapatmış olacağız. Enstitümüzün diğer ayağı ise halka dönük yönüdür. Özellikle Alevilik Bektaşilik de inanç önderlerinin yetiştirilmesi, mevcut inanç önderlerine gerekli eğitimin verilerek günümüz koşullarına göre tekrar bilgilerinin güncellenmesi konusunda da enstitümüz gerek seminerler gerekse hizmet içi eğitimlerle topluma katkı sunmaya devam edeceğiz. Özellikle enstitümüzde lisansüstü çalışmalarla Türkiye’deki Aleviliği ilgilendiren konularda bilimsel çalışmalar yapmaktayız. Alevi Ocakları, dedeler, taliplerle ilgili de enstitümüz çalışmalara devam ediyor. Malatya ve çeşitli şehirlerde Alevilikle ilgili çalışmalarda yapıyoruz. Son 2 yıldır pandemiden dolayı bir nevi içimize kapanmak zorunda kaldık. Bu süre zarfında teorik çalışmaları önceledik. Pandeminin de hafiflemesiyle birlikte Alevilikle ile ilgili saha araştırmalarına döneceğiz. 2000 yılında buyana Alevilikle ilgili saha çalışmalarına devam ediyorum.”
“BALKAN ÜLKELERİNDE DE ÇALIŞMALARIMIZ VAR”
“ALEVİLİKLE İLGİLİ KÜTÜPHANE VE MÜZE KURACAĞIZ”
Dönmez, Alevilik Araştırmaları Enstitüsü’nde Alevilik üzerine her konuda bilimsel araştırmaların yapıldığını belirterek, “Enstitümüzde kütüphanemizi oluşturmaya çalışıyoruz. Alevilikle ilgili kitap bağışlarını kabul ediyoruz. Özellikle Alevilerde yaşlı kesimin elinde bulunan el yazmalarını ve eserleri toplayarak, enstitümüzde bir Alevilik İhtisas Kütüphanesi oluşturmaya çalışıyoruz. Şu anda fiziki mekanını hazırlıyoruz. Alevi sivil toplum kuruluşları ile Alevi dedeleri de sağ olsunlar ellerindeki dokümanları bizimle paylaşmaya başladılar. Aleviliğin gelecek nesillere doğru aktarılabilmesi, anlatılabilmesi ve somut hale getirilebilmesi adına bir müze kurma çalışmamız var. Bu müzede o inancın kültüre yansımış ve somutlamış halini de yeni nesile anlatmak istiyoruz” diye konuştu.
“ÖĞRENCİLERİMİZİN ENSTİTÜMÜZE OLAN İLGİLİ HER GEÇEN GÜN ARTIYOR”
Enstitünün şu ana kadar 10 öğrencinin yüksek lisanstan mezun olduğunu dile getiren Dönmez şunları söyledi:
“Geçen dönem ilk, bu dönemde de ikinci mezunlarımızı verdik. Her yıl bu sayı katlanarak artacaktır. Bizi sevindiren öğrencilerimizin enstitümüze olan ilgilerinin fazla olmasıdır. Artmaya başladı. Multidisipliner olduğumuz için Hukuk, Mühendislik, Tıp fakültelerinden de öğrenci geliyor. Yani sadece sosyal bilimlerden değil sayısal bilimlerden de öğrencilerimiz var. Enstitümüze gelen öğrencilerimizin inanç profiline baktığımızda; yarısının Alevi, yarısı ise Sünni öğrencilerimizden oluşuyor. Sadece Alevi inancına mensup olan öğrenciler değil Sünni inancına mensup olan öğrencilerimizde enstitüye büyük bir ilgi gösteriyorlar. Öğrenciler, ‘Buradaki derslerden sonra İslam’a, Sünniliğe, Aleviliğe bakış açımız değişti. Bilgi olarak ne kadar eksik olduğumuzun farkına varıyoruz’ diyorlar. Öğrencilerimizde bizim toplumdaki canlı temsilcilerimiz oluyor.”
“HÜKÜMETİMİZDEN CİDDİ ANLAMDA DESTEK BEKLİYORUZ”
Balkan ülkelerindeki Bektaşi inancına mensup olan gençleri de zamanla enstitüye getirerek, yüksek lisans ve doktora eğitimi vermeyi de düşündüklerini ifade ederek, “Bu kadar büyük projeleri gerçekleştirebilmemiz için hükümetimizin bize ciddi anlamda destek olması, katkı sunması, projelerimizi sahiplenip bize maddi açıdan destek vermesi lazım. Akademik kadrolarımızı oluşturmak, yeterince bilimsel çalışma yapabilmemiz için araç gereçlere ihtiyacımız var. Bu anlamda hükümetimizden ciddi anlamda destek bekliyoruz. Biz toplumun sosyal, kültürel ve inanç anlamında bu enstitünün Alevi-Sünni bütünleşmesini sağlayacağına inanıyoruz. Ondan dolayı da enstitünün güçlü bir şekilde ayakta durması gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.
ANKA / Yerel